Şimşek, bir televizyondaki ekonomi programında soruları yanıtladı.
AK Parti ile ilgili açılan kapatma davasının ekonomiye nasıl yansımaları olduğunu ilişkin soruya ilişkin olarak Şimşek, parti olarak gündemlerinde bir değişiklik olmadığını söyledi.
Eskiden olduğu gibi Türkiye'nin rekabet gücünü artırmak, performansa dayalı bir kültür oluşturmak, katma değeri yüksek ürünleri Türkiye'yi getirmek, vatandaşın refah düzeyini artırmak için çalıştıklarını ifade eden Şimşek, 'Bizim gündemimiz hala iş, aş' diye konuştu.
Şimşek, ortaya çıkan belirsizliklerin vatandaşa yansımalarını en aza indirmek çabası içinde olduklarını belirterek, 'Dolayısıyla bizim bir reform gündemimiz var. Bu reform gündemimiz kısa dönemli bir takım beklentiler, bir takım senaryolar üzerine kurulmamış. Biz hiçbir zaman popülizm tuzağına düşmedik ve kısa dönemli hesaplar yapmadık' dedi.
-SİYASİ TÜRBÜLANSIN EKONOMİYE ETKİLERİ-
Siyasi türbülansların ekonomiye etkilerine ilişkin soruya da Şimşek, geçmişte yaşanan düşük performansın ve krizlerin kökünde siyasi istikrarsızlığın, zayıf koalisyon hükümetlerinin yattığını söyledi.
Gerek 1990'lı yıllarda gerekse başka dönemlerde Türkiye'de zayıf siyasi hükümetler döneminde yaratılan açıklar olduğunu ifade eden Şimşek, bütçe açığı olmazsa bir ülkede borç birikmesi yaşanmayacağını belirtti.
Şimşek, 1990'lı yılların başında dünya emeklilik yaşını 60'a çıkarırken Türkiye'nin 38'lere düşürdüğünü, bunun da muazzam açıklar yarattığını ifade ederek, 'Bugün onun sonuçlarına katlanmak zorundasınız' diye konuştu.
Demokrasi ile ekonomik kalkınma arasında pozitif ilişki olduğuna dikkati çeken Şimşek, güçlü bir demokrasi olmadan güçlü bir ekonomiden bahsetmenin zor olduğunu vurguladı.
İstikrarla ilgili sıkıntıların artması durumunda ekonominin daha da olumsuz etkilenip etkilenmeyeceğine yönelik soruya karşılık olarak da Şimşek, Türkiye'nin geçmişe oranlara temelleri çok daha sağlam olan, öngörülebilir ve daha saygın bir ülke haline geldiğini ifade etti.
Şimşek, bir soru üzerine, kapatma davasından sonra Türk piyasalarından bir miktar çıkış yaşandığını ama bunu da normal karşılamak gerektiğini söyledi.
-'S&P'NİN 3 MART TARİHLİ RAPORUNDA TÜRKİYE EN AZ KIRILGAN ÜLKELER GRUBUNA DAHİL EDİLMİŞ'-
Mehmet Şimşek, 'Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin Türkiye'nin görünümünü nötrden negatife çevirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusuna karşılık olarak da bunun talihsiz, aceleye gelmiş ve daha çok siyasetteki gerekçelerle verilmiş bir karar olduğunu söyledi.
S&P'un 3 Mart tarihinde bir rapor yayımladığını belirten Şimşek, şunları söyledi:
'Bu raporun esas konusu, yükselen Avrupa piyasalarında şok duyarlılık ölçümü. Bu çalışmada, Türkiye dış şoklara hassasiyeti itibariyle en az kırılgan olan ülkeler grubuna dahil edilmiş. Rusya en sağlam ülke, en az kırılgan ülke. Türkiye'den daha kırılgan, daha hassas olan bir sürü ülke var. 3 Martta çıkan rapor bu. 3-4 hafta içinde de hiçbir şey değişmedi. Reyting kuruluşlarının kredibilitesini burada konuşmuyoruz ama dünyada yaşanan sıkıntıların temelinde türev enstrümanlarına verilen notların da yanlışlığı var. S&P'un 3 hafta önceki tavrıyla birkaç hafta sonraki gelişmeler nedeniyle ortaya çıkan tavrı çok farklı oluyor. Onun da değerlendirmesini vatandaşımıza bırakıyorum.'
-ENFLASYON NEDEN YÜKSEK ÇIKIYOR?-
Şimşek, enflasyonun neden hedeflerin üzerinde çıktığına ilişkin soru üzerine, enflasyonda bir başarı olduğunu, ancak gelinen noktanın yine de memnun edici olmadığını söyledi.
Geçen sene enflasyonun yüzde 8,4 civarında olduğunu, bunun yüzde 70'nin bir başka ifadeyle 6 puanının enerji fiyatlarındaki artıştan geldiğini ifade eden Şimşek, bunun dışında da enflasyonu daha çok gıda ve tütün mamullerinin artırdığını belirtti.
Şimşek, enerji fiyatlarının kendileri tarafından kontrol edilemediğini, gıdada da bütün dünyada yükseliş yaşandığını vurgulayarak, 'Hükümetin üzerinde kontrolü olmayan faktörlerden bahsediyoruz. Gıda ve enerji şokları tekrarlanmazsa Türkiye orta dönemde hedefi yakalayabilir ama bu ara dönemde bu şoklar yaşandıkça hedefe ulaşmak zorlaşır' dedi.
-IMF-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ-
Devlet Bakanı Şimşek, bir başka soru üzerine de Türkiye'yi Uluslararası Para Fonuna (IMF) muhtaç eden politikaları temizlemeye çalıştıklarını söyledi.
IMF'nin şu anda uluslararası ve yerel yatırımcı tarafından bir çıpa olarak görüldüğünü ifade eden Şimşek, 'Bunu da dikkate almak zorundasınız' diye konuştu.
Türkiye'nin IMF'ye bağımlılığının çok azaldığını belirten Şimşek, net bazda borcun, 23 milyar dolardan 7 milyar dolara gerilediğini belirtti.
IMF ile yola devam edilip edilmeyeceğin yönündeki bir soruya karşılık olarak da Şimşek, bunun hükümetin kararı olduğunu, bu kararın da Nisan sonunda ya da Mayıs başında verileceğini kaydetti.